Atasözü; atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, öğüt olarak ifade eden ve alışılmış biçimleri olan toplum tarafından benimsenmiş anlamı olan sözlerdir.
Efsane mi yoksa atasözü mü deriz, iki söz ve anlamları üzerinde durmak istiyorum. Kullanırız ama tam anlamını bilmeyiz ya da yanlış anlamda kullanırız. Amacımız doğrusunu bilmek ve yerinde kullanmak.
Bahsedeceğim efsaneler zamanla halk arasında deyim haline gelmiş. İnceleyip baktığımızda bu iki deyimin hikayesi birkaç değişik şekilde karşımıza çıkıyor.
KARAMANIN KOYNU SONRA ÇIKAR OYUNU
Bu sözün bir başka hikayesi şöyle:
Artık dış görünüşüne bakıp da aldanan kişiler “Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu” demeden edemiyorlar. “Bir şeyin iyi ya da kötü olup olmadığı sonradan anlaşılır” anlamında kullanımı da mevcuttur.
Yaptığımız bazı işlerin faydalı ve karlı gibi görünseler de zamanla pek düşündüğümüz gibi olmayabilir. Bizi zarara sokabilir. Her konuda karar verirken dikkatli olup tedbirli davranmalıyız.
Gizli saklı yapılan işler zamanla sır olmaktan çıkar ve herkes tarafından öğrenilir. Gizli olan şey eğer bir oyun ise, oyun olması sonradan çıkar.
ÖRT Kİ ÖLEM
Karl Steuewald’in Almanca- Türkçe sözlüğü, “önünü sonunu düşünmeden verilen, boş ve kof sözler karşısında kullanılan bir deyimdir” diyor. Devamında, “ya bırakın da, iç huzuruyla ölüvereyim” şeklinde ifade ediyor.
Hikayenin anlamı Ekşi Sözlük’te şöyle anlatılıyor: Cimriliği ile meşhur bir zengin, beslenme eksikliğinden dolayı hastalanmış. Adamın parası var ama yemezmiş. Halk arasında “varyemez” diye adlandırılan ve kendi canını düşünmeyen bu adama oğulları, hastalandığından dolayı doktor getirmişler. Doktor adamı muayene ettikten sonra gıdasızlıktan dolayı hasta olduğunu ve güç verici gıdalar alması gerektiğini söylemiş. Pirzola, tereyağı, reçel, yumurta, süt, kaymak gibi şeylerle beslenmezsen ölürsün demiş. Bunun üzerine adamın küçük oğlu, doktorun tavsiye ettiği bu yiyecekleri almak için babasından para istemiş. Tuhaf bir şekilde oğlunun yüzüne bakan cimri zengin, “Hele oğul ört ki ölem! Öyle pahalı yaşamaktansa, böyle ucuz ölmek daha iyidir” demiş.
Yine Ekşi Sözlük’te; önemli bir konuda başarısız olunca sarf edilen ‘öleyim bari’ anlamında söylenen bir deyim olduğu yazılıyor.
Bir başka sözlükte bunun anlamı için şöyle deniyor:
“Ben bu dünyayı gördüm de sanırdım sağlam
Aynı sözlükte (itusozluk), yukarıdaki cimri zengin hikayesinin bir İncilli Çavuş ile ilgilendirilmiş şekli de var. Yatar vaziyette hasta olan İncili Çavuş’u iyileştirmek için, hekim ve imam gelmiştir. İncili Çavuş imama sorar; cenaze kaldırmak için neler lazım? İmamın, “kefen, sabun, odun, mezar.. Hepsi, doksan akçe ediyor ağam” demesi üzerine, ölüm döşeğindeki İncili Çavuş, kesin bir tavırla şöyle demiş: “İyileşip ayağa kalkmam için dört yüz akça, cenazemin kalkması için doksan akçe gerekiyor. Hekim efendi, siz gidebilirsiniz. İmam efendi siz kalın. Yorganı da üstüme örtün ki öleyim” diyerek ziyarete gelen yakınlarını, imamı ve hekimi güldürür.