İlk Yayın: 22 Şubat 2024 – Güncelleme: 22 Şubat 2024 02:26
MHA – Altın rezervleri genellikle madencilik veya geri kazanım yoluyla işlenir. İşlenme süreci, altın içeren cevherin veya malzemenin çıkarılması, konsantre edilmesi ve rafine edilmesini içerir.
Altın rezervleri yer altında veya yüzeyde bulunabilir. Yer altı madenciliği, altın içeren cevherin yer altından çıkarılmasını içerir. Yüzey madenciliği ise açık ocak madenciliği veya kumul madenciliği gibi yöntemlerle yer yüzeyinden altını çıkarır. Madenden çıkarılan cevher, kırma ve öğütme tesislerine gönderilir. Burada, cevher büyük parçalara kırılır ve ardından küçük parçalara öğütülür. Bu işlem, altın içeren minerallerin serbest bırakılmasını sağlar. Öğütülmüş cevher, genellikle bir flotasyon sürecinden geçirilir. Flotasyon, cevherin içerdiği altın mineralini diğer minerallerden ayırmak için kullanılan bir zımpara işlemidir. Kimyasal reaktifler kullanılarak, altın minerali ve diğer mineraller arasında bir ayrım yapılır. Flotasyon işleminden sonra, altın içeren konsantre, siyanür liyitleme prosesi gibi kimyasal işlemlere tabi tutulabilir. Bu proses, altın parçacıklarını konsantre eder ve siyanür çözeltisiyle altını çözer. Altın, liyitlenmiş çözeltiden çıkarıldıktan sonra, rafinasyon işlemine tabi tutulur. Bu işlemde, altın çözeltisi elektroliz veya diğer kimyasal yöntemlerle rafine edilir. Sonuçta saf altın elde edilir. Rafine edilmiş altın, dökümhanede eritilir ve istenilen forma dökülür. Bu altın daha sonra mücevherler, endüstriyel parçalar veya diğer ürünler için kullanılabilir. Ayrıca, altın geri dönüşümü de önemlidir. Kullanılmış elektronik ekipmanlar, takılar ve diğer ürünlerden altın geri kazanılabilir ve yeniden işlenebilir. Bu süreçler altın rezervlerinin işlenmesinde yaygın olarak kullanılan adımlardır. Ancak, işlem yöntemleri ve detayları işletmeye, cevherin özelliklerine ve ekonomik koşullara göre değişiklik gösterebilir.
Bu işletim şekli çevre felaketine neden olur mu?
Altın madenciliği ve işleme süreçleri, çevre felaketlerine neden olabilecek çeşitli potansiyel riskler taşır. Bu riskler arasında toprak erozyonu, çevresel kirlilik, su kirliliği, habitat kaybı ve biyoçeşitlilik kaybı gibi faktörler bulunmaktadır.
Toprak Erozyonu: Maden sahalarının açılması ve büyük miktarda toprağın kazılması, toprak erozyonuna yol açabilir. Bu, bitki örtüsünün kaybına ve yerel ekosistemlerin zarar görmesine neden olabilir. Habitat Kaybı ve Biyoçeşitlilik Kaybı: Madencilik faaliyetleri, genellikle ormanlık alanların, sulak alanların ve diğer doğal habitatların tahrip edilmesine neden olabilir. Bu, yerel bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanlarının kaybına ve biyoçeşitlilik azalmasına yol açabilir.
Altın madenciliği ve işleme süreçlerinde kullanılan kimyasalların ve atık ürünlerin sulara karışması su kirliliğine neden olabilir. Özellikle siyanür, altın madenciliğinde yaygın olarak kullanılan bir kimyasaldır ve sulara sızması ciddi çevresel sorunlara yol açabilir.
Hava Kirliliği: Maden işleme süreçlerinde kullanılan cihazlar ve ekipmanlar, hava kirliliğine yol açabilir. Özellikle, patlatma işlemleri ve maden sahalarından kaynaklanan toz ve duman, hava kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Asit Maden Drenajı: Madenlerdeki sülfürlü cevherlerin işlenmesi sırasında oluşan asit maden drenajı, çevresel zararlara neden olabilir. Bu asitli sular, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirletebilir, bitki örtüsünü ve su yaşamını olumsuz etkileyebilir.
Bu gibi çevresel etkiler, madencilik faaliyetlerinin sürdürülebilir bir şekilde yürütülmediği durumlarda ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, madencilik endüstrisi çevresel düzenlemelere ve sürdürülebilirlik prensiplerine uygun olarak işletilmediği takdirde, ciddi çevresel felaketlere neden olabilir. Bu nedenle, madencilik faaliyetlerinin planlanması, izlenmesi ve düzenlenmesi büyük önem taşır.
Türkiyede kaç yerde altın madeni işleniyor?
Türkiye’de altın madeni işlenen birkaç bölge bulunmaktadır. Erzincan’da yaşanan altın madeni faciasının bulunduğu İliç ilçesi, çevresindeki altın yatakları, bölgede madencilik faaliyetlerinin yoğun olduğu alanlardan biridir. Bu nedenle, Erzincan da Türkiye’nin altın madenciliği endüstrisinin bir parçasıdır. Diğer bölgeler ise şunlardır:
Kütahya – Gediz Altın Madeni: Kütahya’nın Gediz ilçesinde bulunan bu altın madeni, Türkiye’nin önemli altın üretim merkezlerinden biridir. Cevher, açık ocak madenciliği yöntemiyle işlenir. Balıkesir – Havran Altın Madeni: Balıkesir’in Havran ilçesindeki altın madeni de Türkiye’nin önemli altın üretim bölgelerinden biridir. Maden, hem açık ocak hem de yer altı madenciliği yöntemleriyle işlenir. Çanakkale – Çan Altın Madeni: Çanakkale’nin Çan ilçesinde bulunan bu altın madeni, ülkenin altın üretiminde etkili olan diğer bir bölgedir. Maden, açık ocak yöntemiyle işlenir.
İzmir – Ödemiş Altın Madeni: İzmir’in Ödemiş ilçesindeki altın madeni, Türkiye’nin altın üretimindeki önemli bölgelerinden biridir. Açık ocak madenciliği yöntemiyle işlenir.
Bu, Türkiye’deki bazı önemli altın madenlerinden sadece birkaçıdır. Ülkede birkaç başka bölgede de altın madenciliği yapılmaktadır ve bu bölgelerde de altın madenlerinin işletildiği bilinmektedir.
Kaynak: MHA