
İlk Yayın: 22 Aralık 2025 – Güncelleme: 22 Aralık 2025 16:54
Kaf Dağının Önü
Bir kent var orada diğer benzerlerinden farklı, O’nu çevresindekilerden ayıran, rekabetçi yapan; bereketli toprağıdır elbette… Ama havası, suyu, yeşili bir yana, yaz mevsiminde tan yeri ağarırken, güneşin denizden, ana kucağından çıkar gibi sımsıcak doğuşu, O’nun ayrıcalığının dibidir bence.
Yine O’nu öne çıkaran antik kentte deniz dibinin arı-duru görüntüsü ve tertemiz kumu ile filmlere sahne olan deryayı kucaklayan kalesidir. Bin yıllardır karaya çarpan lodos esintisinden adını alan rüzgârlı burun, tozu toprağı, kurdu, kuşu, börtü-böceği ya da bana öyle gelen bu kentin denizinin nemli yosun kokusudur O’nu farklı kılan.
Coğrafyası, doğası, bitki örtüsü (flora) ve canlı varlığı (fauna) kendi başına veri alındığında, yakın kentlere karşı kıskanılası farkının vazgeçilmezliği, nazara gelmesin görülesi yüzüdür memleketin. Ama bu kenti asıl kıymetli kılan, bence yörenin insan kaynağıdır. Bu sosyolojik iklimi oluşturan, eğitimlisinden-cahiline, varsılından yoksuluna, tutum ve davranışlarıyla değerli yapan emeğiyle geçinen çalışkan yöre halkıdır. İş disiplini, sorumluluk bilinci, mal ve hizmet üretme becerisi ile toplam faktör verimliliğine olan katkısı, asıl rekabetçi gücünü, üstünlüğünü ortaya çıkarmaktadır.
Bu kendiliğinden/spontane ya da bilinçli eylemlerinin sonucu olarak, yeniliğe, gelişime, değişime açık başarı odaklı çalışkan bir insan varlığı işin esasıdır.
Kaf dağının önündeki bu kente, ulaşmanın üç yolu vardır; doğusunda Nagiboz, kuzeyde Marasmek ve batısında Selinti ile gerçekleşebilir.
Yani bu özel coğrafyayı görmeniz misafir olup konaklamanız mümkün, unuttum dur dur güneyden yani deryadan (Mediterranean) da kısıtlı da olsa ulaşmak mümkündür. Böyle bir kentin tatil mevsiminde otobüs terminaline ilk kez indiniz; bir dostunuzun deniz kenarındaki yazlığına gideceksiniz. Size ne lâzım, elbette insan, nasıl yani; güler yüzlü, temiz giyimli, nazik, babacan, güven veren, kibar, karşısındakini rahatsız etmeyen, yardım etmeye yatkın/hazır birini görmek istersiniz. Bu kentin insanı elbette öyle olmalı.
Yukarıdaki özelliklere sahip, bir taksi sürücüsünü, bir terminal çalışanını, bir otobüs hostesini/muavinini, 7/24 açık bir büfe çalışanını, tamda olması gerektiği yerde bulacaksınız.
Sizi bu efsanevi kente ulaştıran bir otobüs şoförü ki yabancıysanız, beraber seyahat etmiş olmanın yakınlığıyla, gideceğiniz adresi ona danışmanız ve size en doğru bilgiyi vereceği varsayımıyla hareket etmenizden daha doğal ne olabilir.
İşte ben böyle bir ortama ilk kez düştüm. Olur, mu olur niye olmasın. Şu ana kadar okuduğunuzdan, bu cennet te nerede hocam, merak ettim demeye başladığınızı duyar gibi oldum. Tamam, işte, ben de size ekosistemin korunması, eğitim diyorum, umut diyorum, olursa tamda bu! Cennettesiniz diyorum. Eğer ki 17 kilometrelik deniz sahilini, D-400 dâhil tüm yolları plastik atıklardan arındırır, görüntü kirliliği yapan bilumum unsurları kontrol altına alır, cehaleti kovarsanız, kentin sahilinde başlatılan park ve bahçe düzenlemelerini 17 kilometrelik sahile yayarsanız!… Memleket cennetten bir köşe olacak diyorum.
Uşkartma’ be ! -Neden olmasın ‘a yavrım’ ! -‘ -Çorağı epeydir ‘tehlemekteyim’
mümkün. -‘deme be’!
-İnanırsanız! …
Selâm ve muhabbetle…
21 Aralık 2025




